top of page
Yazarın fotoğrafıSena Nur Uslu

DONDURMA

Ayşegül, odasında simsiyah saçlarını tararken küçük kızı Nisa, odaya girdi. Şirinlik yaparak annesine yaklaştı. Ayşegül, kızının sevimli haline güldü. Nisa'yı kucağına aldı. "Benim güzel kızım ne istiyormuş?" Diye sordu. Nisa, annesine güldü. "Parka gidelim!" Diye bağırdı. Ayşegül, bu cevabı beklememişti. Şaşkın gözlerle kızına baktı. Nisa, annesinin kucağından atlayıp evin içinde koşmaya başladı. Koşarken de "parka gidiyoruz." Diye bağırıyordu. Ayşegül, kızının ısrarına dayanamadı ve hazırlanıp evden çıktılar.

Erken saatler olduğu için park boştu. Nisa hemen salıncaklara doğru koştu. Ayşegül, kızını güzelce salıncağa oturtup onu sallamaya başladı. Salıncak yavaş yavaş hızlanıyordu. Her hızlanışta Nisa, "Biraz daha hızlı anne." Diye bağırıyordu. Arada, "Uçuyorum!" Diye ekleme yapıyordu.

Küçük kız, salıncakta sallanırken kendini gökyüzüne doğru uçuyormuş gibi hissediyordu. Arada kollarını açıp gözlerini kapatıyordu. Öyle anlarda hayal dünyasıyla arasına kimse giremiyordu.

Nisa, aniden korkmaya başladı. Az evvelki heyecanı, sevinci korkuya dönüşmüştü. Ruhu buz kesildi. Aşağı düşmekten, hatta gökyüzüne uçmaktan korkmuştu. İçindeki duyguları belli etmeden, "anne, inmek istiyorum." Dedi. Ayşegül, salıncağı hemen durdurdu. Kızı, salıncaktan indi. Koşarak kaydıraktan kaymaya gitti. Artık içinde korku kalmamıştı. Parkta olduğu için mutluydu. Merdivenlerden yukarı doğru çıktı. En tepeden annesine doğru baktı ve ona el salladı. Tepedeyken kendini prenses gibi hissediyordu. Güç bende diye düşünüyordu. Kaydırağa oturdu ve kaymaya başladı. Çok hızlı gidiyordu. Kalbi, heyecandan küt küt atıyordu. Kayarken bir rüzgar esti. Küçük kızın saçlarını savurdu. Uzaklardan tuzlu bir koku getirdi. Nihayet yere ulaştı. Nisa, zaferle annesine baktı. Ayşegül, gülümseyerek kızını izliyordu. Onu alkışlamaya başladı. Nisa, gururla etrafa bakarken elinde dondurmayla yürüyen bir çocuk gördü. "Anne, ben de dondurma istiyorum." Diyerek çocuğu işaret etti. Annesi, dondurma yiyen çocuğa baktı. "Nisa, her gördüğünü yiyemezsin." Diye cevap verdi annesi. Küçük kızın hemen suratı düştü. Gözleri doldu. "İstiyorum." Diye ısrar etti ama Ayşegül'ün dondurma almaya niyeti yoktu. Kızının çok şımardığını düşünüyordu. Hayatta her istediğinin olmayacağını anlaması gerekiyordu. "Kızım," dedi. "Eğer böyle yapmaya devam edersen seni eve götürürüm." Nisa, iki elini göğsünde kavuşturdu. Dudaklarını büzdü. Annesine bir cevap vermedi. Ayşegül de kızının kolundan tutup onu kaydıraktan kaldırdı. Bir şey konuşmadan eve kadar yürüdüler. İkisinin de yüzü beş karıştı.

Eve girdikten sonra zorla kızının üstünü değiştirdi. Ardından ikisi de birbiriyle ilgilenmedi. Nisa, televizyonu açıp çizgi film izledi. Ayşegül de akşam için yemek yapmaya koyuldu. Nisa ile küs olduğu için üzülüyordu ama geri adım atamazdı çünkü haklıydı.

Birkaç saat sonra eşi Özden elinde bir kutu dondurmayla eve geldi. Ayşegül ve Nisa dondurmayı görünce birbirlerine bakıp güldüler. Aralarındaki küslük bu dondurma sayesinde son bulmuştu. Neşeyle akşam yemeklerini yediler. Ardından da dondurmalarını yiyip keyiflerine keyif kattılar.

33 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Sonbahar Üzerine

Zamanı geldi, Ankara her geçen gün aydınlık günlerini kaybediyor. İnsanın içini daraltan gri bulutların seferberliği başladı gökyüzünde....

DİŞ KİRASI

En kötüsü de ne biliyor musun: Daldaki meyvenin, bağdaki sebzenin tadı kalmadı sen gidince. Ne üzüm asmasındaki koruktan zevk alıyorum ki...

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
Yazı: Blog2_Post
bottom of page