Eylül geldin mi?
Hoş geldin.
İyi geç, eksiltmeden, kırmadan, incitmeden.
Senden bunları isteyecek gücüm bile yok.
Umudum da çoktan tükendi.
Neredeyim, ne hallerdeyim?
Ne istiyorum?
Bilmiyorum.
Kayboldum.
Kendimi bulmadan yolumu nasıl bulurum?
Kendim olmadan nasıl var olurum?
Bana bir ben lazım.
Eski benden ziyade yeni bir ben.
Ama kolay mı Anka kuşu misali baştan var olmak?
Üstelik çıkmazlarda yolumu ararken,
Bunca hırpalanmışken.
Artık hissetmezken.
Tüm duyularım ölmüşken.
Beni kimse bu hâle getiremezdi benden başka.
Kendim ettim, kendimi yok ettim.
Bana bir ben lazım.
Kırıkları alınmış.
Dibe çöken tortuları kana karışmış.
Cansız hissettiğim her nefeste ömürden tüketmeyen.
Bana bir ben lazım.
Hayata yeniden gözlerini açmış.
Bebek saflığında ama bu akılla.
Dersini almış.
Ödevini tamamlamış.
Zorlu sınavlara hazır.
Bana bir ben lazım.
Çocuklukla vedalaşmış,
Büyümeye adım atmış
Karanlık yerine ışığa bakan.
Gölgeleri arkasında bırakmış.
Gözyaşlarını silmiş.
Güçlenmiş, doğrulmuş, karar vermiş.
Emeklemeyi geçmiş,
Ürkek adımları aşmış,
Koşmaya gönüllü.
Bana bir ben lazım.
Yarısından sonra hayata yeniden başlamış.
Eylül hoş geldin.
Yaprakları dökeceksin.
Sokaklar sarı kızıl göz şenliği.
Bulutları ağlatacaksın.
Kaldırımlar ıslanacak o göz yaşlarıyla.
Şemsiyeler peydahlanacak.
Toprak kokusu burunlarda.
Güneşi söndüreceksin.
Bedenleri üşüteceksin.
Tüyler diken diken olacak rüzgarınla.
Eylül hoş geldin.
Bana yardım eder misin?
~DAMLA ADAM
“Bana yardım eder misin?”
Çok duygulandım…