top of page
lilith144447

Kasvetli Çiçek

Yaşlı bir adamın parçalanmış, kasvetli halinden yola çıkmış, hiç bilmediği sokaklara girmiş. Kırık kaldırım yollarından, yağan yağmurun lekesinden, arsızların bakışlarından nasibini almış; her seferinde daha da düşmek için yol alıyordu.

Duyguların aitliğine yabancı, bir o kadar da düşkün. Dalından düşmüş birkaç çiçeği

aldı. "Senin için çiçek aldım bak," derdi. "Bana bunu mu layık gördün," diye kızardı. "Ben senin için çiçek öldüremedim," diyemezdi. "Sen beni sevmiyorsun," derdi. "Ben seni seviyorum," diyebilir miydi? Aşk ellerini kirletmek miydi? 'Kendine yabancılaştığın o anda onun oluvermektir aşk' demişti bir yazar. Kendim ve benliğim ve onun benliği aynı yollardan gitmek zorunda mıydı? Gün aşırı şarkılar dinler, müziği hiç susmazdı. Yuvasından çıkmış söğütler dalında solarken ve rüzgar duvarlarını aşmış bedenleri sararken, hızla yürürdü insanlar, hızla geçerdi zaman. "Bana hiç zaman ayırmıyorsun," derdi. "Oysa her gün zaman bizi birbirimizden alıkoyuyor," diyemezdi. "Beni duyuyor musun," derdi. Bir müzik başlardı, başucundan ayaklarına yayılır, dik duruşunu bozar, gözlerini kapatır, kendini de duymazdı, kendine yabancılığı. Yaşlı adam, hani şu kasvetli olan, hala orada mı, diye sorardı ve arsızlar gider, kırık kaldırım yolları biter. Çiçek bir kenarda durmaktan nasibini alır. Üstünden adamlar ve kadınlar geçer. Adamlar ve kadınlar gider.


Deniz Hazal Kapsal




14 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Sonbahar Üzerine

Zamanı geldi, Ankara her geçen gün aydınlık günlerini kaybediyor. İnsanın içini daraltan gri bulutların seferberliği başladı gökyüzünde....

DİŞ KİRASI

En kötüsü de ne biliyor musun: Daldaki meyvenin, bağdaki sebzenin tadı kalmadı sen gidince. Ne üzüm asmasındaki koruktan zevk alıyorum ki...

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
Yazı: Blog2_Post
bottom of page