Alarmlı saatimin şarjının bittiğini hiç fark etmedim. Vücut saatim beni uyandırana kadar prensesler gibi uyudum. Hemen hazırlanıp ilk bulut otobüsüne yetiştim. Göğü delmek amacıyla yapıldığına inandığım iş yerime adım attığımda fırtınalar kopuyordu. Büyük Dümenci en son çıkardığı savaşı anımsatmak amacıyla bir hatıra pulu bastırılmasını emretmişti. En son gökyüzü savaşında milyonlarca insan ölmüştü. Ben Masum ve diğer arkadaşlarım savaşın yıkıcı etkilerini insanların yüzlerinden okuyorduk. Ellerindeki şimşek stoklarını sonuna kadar kullanmışlardı. Bulutlar ulaşım dışında birbirlerini yok etmek için de kullanılmıştı. Çarpışmalar sonucunda gökyüzünden yeryüzüne beklenenden fazla yağmur yağmış, yerde yaşayan insanların evlerini sular basmış, mahsulleri harap olmuştu.
Büyük Dümenci’ yi memnun etmek için hemen hatıra pulu yapımına başladık. En fazla dikkat çeken fotoğrafını seçip pulun üzerine yerleştirdik. İnsanlar gönderdikleri mektuplarda onu görecekler ve anacaklardı. İlk parti pulların basımını bitirdikten sonra Büyük Dümenci’nin yaverlerine teslim ettik. Teslimatımızdan sonra memnuniyetini bildiren bir yazı gönderdi. Teşekkürlerini de belirtmişti. İçimdeki memnuniyetle evimin yolunu tuttum.
Eve geldikten sonra yemeğimi hızlıca yedim. Kalan vaktimi değerlendirmek istiyordum. Yarın yine işe gidip aldığım koltuk takımının otuz sekizinci taksitini ödemek için para kazanmalıydım. Televizyonu açtım. Gündüz telefon kullanmamız yasak olduğundan son haberleri duymamıştık. Yeryüzünde ortalık karışmıştı. İnsanlar mağazaları, dükkânları yakıp yıkıyordu. Büyük bir yağma vardı. Mavi ırktan biri Büyük Dümenci’nin yaveri tarafından öldürülmüş ve Maviler bardağı taşıran son damlayla ayağa kalkmışlardı. Televizyonda gördüğüm her yer maviydi. Durumu kendi içimde analiz edip haklı bir çığlık kopardıklarına karar verdim. Alarmlı saatimi kurup uykuya geçtim.
Sabah en erken buluta yetiştim. Dün memnun bıraktığım işime geri döndüm. Firmada bir ölüm sessizliği vardı. Yaptığımız pullar geri gelmişti. İnsanlar mektupların üzerine pulları yapıştıramamıştı. Büyük Dümenci ise durumdan çok rahatsız olmuş, patronumuz Koca Göbekli’yi azarlamıştı. Yapıştırıcıyı az kullandığımızı ima edip bizi suçlamışlardı. Yaverler gittikten sonra pulları elimize alıp inceledik. Her şeyi olması gerektiği gibi yapmıştık. Olması gerektiği kadar yapıştırıcı kullanmıştık. Sorunun ne olduğunu çok sonra anladık ve savunmamızı yazmaya karar verdik.
Sayın Büyük Dümenci,
Firmamız anı amaçlı bastırdığınız pulları istediğiniz gibi düzenlemiştir. Ama pulu kullananlar yapıştırıcı olan tarafa değil pulun önyüzüne tükürdükleri için pullarımız yapışmamaktadır.
Bilgilerinize arz ederiz.
Halk Firması
Kalemine sağlık Tuba hocam, tebrikler!
Süper emeğinize sağlık